Geri
AKPINAR; “ARTIK KKTC’NİN TANINMA YÖNÜNDE EN İLERİ ADIMLAR ATMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
12.1.2022
BRT Seçim Gündemi programına katılan DP Girne 1. Milletvekili Serhat Akpınar 2017 sonrası durağan dönem yaşayan Kıbrıs sorunu, Kapalı Maraş ve ülke ulaşımı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kıbrıs sorunu neden tarafları bir araya getiremiyor ve bu durumun devam etmesi halinde KKTC olarak ne yapılması lazım ve KKTC dış politikası nasıl şekillenmeli konusunda Akpınar, Crans-Montana dönemine kadar gerek BM nezdinde gerek AB nezdinde bir çok çözümsel süreçler ile ilgili görüşmeler yapılmıştır. Tüm çözümsel oluşumlarla birlikte, bir sonuca varılmaya çalışılmış, her şey denenmiş, masada tartışılmıştır” şeklinde belirtti.
Akpınar ayrıca,“En son 2017 Temmuz’daki oluşan süreç ile de ilgili bence gelinebilen en son nihai bir noktadır diyebilirim. Ancak, biz KKTC veya Türk tarafı olarak ortaya koymuş olduğumuz tüm tezlerde kabul görmememiz ve her tür iyi niyete karşı arzu ettiğimiz sonuçsal bir çalışma elde edilmememiz sebebiyle son bulmuştur. Tabi bu sürecin bu şekilde yaşanıyor olması bizlerin KKTC olarak bundan sonra kendi yaşam gerçekliğimizi kabul ederek kendi ekonomik dengelerimizi ve dinamiklerimizi doğru bir yönde oluşturmak suretiyle, artık uluslararası tanınma yönünde bir takım adımlar atılması kesinlikle kaçınılmazdır. BM nezdinde sürdürülen tüm görüşmeler, ortaya çıkan sonuç ve bundan sonraki sürecin tanımlanmasına yönelik KKTC kendi iradesi ile uluslararası bir kabul için çok ciddi adımlar atması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Akpınar, “Artık uluslararası tanınma yönünde bir takım adımlar atılması kesinlikle kaçınılmazdır”
KKTC’nin tanınması yönünde ileri adımlar atılması gerektiğini savunan Akpınar, “Bir devlet olarak uluslararası kabul safhasında bizim tüm sivil toplum örgütlerimizden başlamak üzere, kurumlarımız nezdinde bir tanınma sürecine adım atmamız gerektiğini düşünüyorum. Kıbrıs davası büyük bir davadır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin ve KKTC’nin ortak irade koyma noktasında bütünleşik bir sonucu benimsemesi ile ilgilidir. Ve bununla da ilişkilendirilmesi gereken bizim dışımızda sadece Güney Kıbrıs değil Avrupa Birliği, AB ile birlikte garantör ülke olan İngiltere’nin ve İngiltere’nin de dışında hala halihazırda şu anda Kıbrıs’a yönelik ilgisi ortadan kalkmayan ABD’nin Rusya’nın da dahil olduğu bir yapısal sürecin ortak çözümsel noktada iç açılımlara ihtiyacı vardır. Benim şu anda görmüş olduğum, girmiş olduğumuz noktada artık bu açılımlarla ilgili tüm süreçlerin denenmiş olmasıdır. Ve her türlü aranan çözümsel sonuca varılamaması sebebiyle de artık KKTC’nin tanınma yönünde en ileri adımlar atması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlük nedenleri ile ilgili konuşan Akpınar geçmişten bu güne çözümsel arayışları iyi bir şekilde ele aldıklarının altını çizerek “Bu bir başarısızlık değil sadece Güney Kıbrıs’ın beklemekte olduğu tavizleri almamaları sebebiyle süreçlerin sonlanması ile ilgilidir” dedi.
Akpınar seçimlerin sonunda dikkate alınması gerekenleri “Eşitlik, egemen sınırlarımızın belli olduğu bir çözümsel yapı” olduğunu vurguladı.
Moskova’da Jirinovski ile DUMA Meclis başkanı olduğu dönemde yapmış olduğu ziyaretten bahseden Akpınar, “Jirinovski bana, Kıbrıs bizim algımızla dünyanın merkezinde, orada olduğu sürece ne Kıbrıslı Türkler ne de Rumlar çözümsel herhangi bir sonuca varamayacağınızı bilmelisiniz dedi. Süreçler, görüşmeler, çözümsel arayışlar devam eder, etmelidir de” ifadelerini kullandı.
“Bizim yükseköğretim alanında olduğu gibi diğer sivil toplum örgütlerinin de benzer şekilde veya kurumsal yapıların da benzeri şekilde, bir tanınma sürecine girmelidir. Nasıl biz bugün başka bir birlik olarak BM Küresel İlkeler sözleşmesinin bir parçası olabiliyor, katılım gösterebiliyor ve görev üstlenebiliyorsak artık kurumlarımızın bu süreçte de aktif bir şekilde bizlerin yönlendirmesiyle görev üstlenmeye başlayacaklardır.”
Akpınar, “Bizim var olanı en üst seviyeye çekerek havayollarını, deniz yollarını, hava taksiyi geliştirmemiz lazım”
Akpınar, “Kurumumuzun dış kabul tanınma akreditasyon ve benzeri yapılarla kendimizi temsili haiz bir noktaya taşıyabilirsek, ekonomik tüm olgularda oluşması gereken dinamikleri doğru bir şekilde kurgularsak ki bunların üzerine odaklanacağız. Direkt uçuşları keşke başarabilseydik ama olmaması bir son değildir. Bugün birçok ülke direkt uçuşların olmadığı kendi içinde bile farklı noktalara uçuş sağlayan, farklı profesyonel yapılardan hizmet almaktadırlar. Dolayısıyla adaya başka bir ülkeden veya Türkiye Cumhuriyeti’nden adamıza gelen bir ulaşım hattı varken sanki hiçbir şey yokmuş gibi, yapamıyormuşuz gibi bir takım söylemlerin dile getirilmesi bana kabul edilmesi zor geliyor. Türkiye’nin de belirli noktalarına seyahat edecek olan kişi İstanbul’a iniş yapıyor ve oradan hareket ediyor” diyerek konuşan Akpınar “bizim var olanı en üst seviyeye çekerek havayollarını, deniz yollarını, hava taksiyi geliştirmemiz lazım” dedi.
Dünya ile bütünleşmede geri kalma konusunu Akpınar, “dünya ile bütünleşik bir çalışma içerisinde olmak istiyor isek tüm kurumlarımız ile seferber olmalı, tanınma noktasında çok ileri kabuller elde etmeliyiz ki ben bunu yapabileceğimize kesinlikle eminim” sözleri ile ifade etti.
Son olarak Maraş konusuna değinen Akpınar “Geçmişte Kapalı Maraş, şimdi Maraş, tamamen KKTC toprak bütünlüğü altındadır, kendi bayrağımız altındadır. Bunu değiştirebilecek her hangi bir unsur yoktur. Esasen de baktığımızda, daha geçmişine gidecek olursak hiçbir zaman tartışmasız, ele alınmayan ve devredilen, tamimiyle %90’ının vakıf toprağı olan bir karasal parçadan bahsediyoruz. Mal tanzim komisyonu ortadadır ve gerçek mal sahiplerine çağrı yapmak sureti ile oradaki açılımları tazmin edebilmek sureti ile açılabilecek bir toprak bütünüdür. Bizim bayrağımız altında, bizim egemen sınırlarımız altında böylesi bir dış yatırım gücünün gelip orada faaliyetlerde ya da açılımlara dahil olacak olması bizlerin tamamen hedef programında olan bir açılımdır” dedi.
Güney Kıbrıs’ın KKTC ile ilgili olumsuz söylemlerine dikkat çeken Akpınar “Şahsen 37 yıllık Akademik iş yaşam hayatımda çözümlenemeyen her türlü süreçte veya bir açılım ortaya koymuş olduğumuz her sürecin önünün tıkanmış olmasında Güney Kıbrıs’taki komşularımızın ortaya koyduğu olumsuz, siyasi yaklaşımlarını görüyorum. Bugün Yükseköğretimden bahsettik, Yükseköğretim alanındaki kurumların ortaya koymuş olduğu tanınma, kabuller, bunların başında Magna Carta, bir diğeri BM Uluslararası Üniversiteler Birliği, AB Akreditasyon komisyonları tüm bunlardan alınan tanınma ve akreditasyonları dikkate aldığımızda, bunların gerçekleşmemesi için sürekli karşımızda bulduğumuz Güney Kıbrıs komşularımız. Kabul aldığımız, tanınma aldığımız her ülkede ve hatta ve hatta tüm bu uzlaşı sürecinde veya çözüm sürecinde tamamen kendi web sitelerinde, dışişleri sitelerinde, KKTC’de faaliyette bulunan başta üniversiteler ve diğer kurumlar olmak üzere sözde ‘işgal altında’ topraklarda bulunan ve kabul görmemesi gereken hatta ve hatta uluslararası öğrencilerin gelmemesi gerektiğini söyleyen ifadeler yer almaktadır. Sözde uzlaşı ve bir çözüm arayışı içerisinde olan bir yapı bu süreçlerden kendisini arındırmış olmalıydı ki bir takım çözümsel süreçleri birlikte yaşayalım” açıklamasında bulundu.
“Cesaretli çok doğru bir siyasi liderlikle çok farklı çözümsel yaklaşımlar ortaya konulabilir”
Akpınar son olarak, “KKTC’nin egemen varlığına inanan bir birey olarak ve partimizin de bu yöndeki ortaya koymuş olduğu düşüncesine de bağlı bir birey olarak bir sonraki süreçte gerek Maraş konusu olsun, gerek karasularımızdaki dış ticaretin, denizlerimizdeki ulaşımın, havayolu ulaşımının çok farklı boyutta ele alınacağını, kabuller göreceğini ve bunları gerçekleştirebileceğimizi çok rahat bir şekilde söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.